16 Şubat 2017 Perşembe

Büyükada'dan iç ısıtan kareler...

Bu kadar soğuk günlerden sonra hepimizin güneşe, sıcağa ve aydınlığa ihtiyacı var sanırım :)
Biraz havalar toparlasa da kendimizi kızlarla dışarıya atsak dediğim her an kendimi ada planı yaparken buluyorum. Çünkü oldum olası seviyorum ben İstanbul'un en büyük güzelliklerinden biri olan Prens Adaları'nı.
Çocukken Bakırköy'den Yeşilköy'e anneannemi ziyarete giderken önce trene biner ardından da annemin keyifli ve paralı bir günündeysek faytonla yola devam ederdik. Yaklaşık 5 dakikalık fayton sefası bizleri 5 yüz bin baloncuk kadar mutlu ederdi :)
O günlerden kalma bir tanıdıklık, bir coşku, bir serinlik doğar yüreğime adaya ayak bastığım anda ve hemen ardından ya fayotna binilir ufak bir gezinti için ya da hemen bir bisiklet kiralanır gezintinin sonu kalorili ve rakılı bir ada sofrasıyla noktalanacaksa :)
Şanslıyız bence bu topraklarda, bu doğa güzelliğinde, bu tarih mirasında doğduğumuz için... Topraklarımızda 4 mevsimi yaşayabilip alabildiğine denizi görebildiğimiz için...












Büyükada güzeli Nil, burada 2 yaş civarında :)

Hiç yorum yok: